Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği Başkanı Mahmut Ökçesiz; Osmanlı Mezar taşlarının medeniyetimizin sessiz tanıkları olduklarına dikkat çekerek acilen Türkiye genelinde envanterinin çıkarılması gerektiğini söyledi.
MAHMUT ÖKÇESİZ
Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği Başkanı
Geçtiğimiz günlerde Turizmhaberleri.com internet gazetesinin büyük bir sorumluluk ve duyarlılıkla gündeme getirdiği İngiltere’nin Londra şehrinde “High Road Auctions“ adlı müzayede salonunda satışa çıkarılan 3 erkek ve 1 kadın Osmanlı Mezar taşları Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın müdahalesi ile satılmaktan kurtulmuştur.
Bunu öğrendiğimizde hem sevindik ve bu işe emeği geçenlere içten teşekkürler dualar ettik, hem de bu Osmanlı mezar taşları talanının nerelere kadar uzanacağının dehşeti ile irkildik.
Müsadenizle anlatalım:
Osmanlı Mezar taşları bizim kültür hazinelerimiz ve bizim deyimimizle “Türk Taş kütüphaneleri” dir. Bu güzelim taşlarda, “tarihimiz, dilimiz, dinimiz, edebiyatımız, sanatımız, kültürümüz, millet olma kodlarımız, vs” velhasıl bizim geçmişimiz vardır. Osmanlının bıraktığı her eser yerle bir olsa ve Osmanlıdan geriye sadece bu mezar taşları bile kalsa eski medeniyetimizin ne kadar muhteşem olduğunu bu taşlara bakarak anlamak mümkündür.
“Türk heykelleri“ adı verilen ve “ Türk’ün tapu senetleri “ olan bu canım taşlar Türk’ün hüküm sürdüğü coğrafyada silinmesi mümkün olmayan izler bırakan “şahideler” dir. Yani bizim kadim medeniyetimizin “sessiz tanıklarıdır.“ Eğer okumasını biliyor ve anlamlarını çözebiliyorsanız hayran olmamak mümkün değildir. Kendinizin ne kadar soylu bir milletin mensubu olduğunuzu hemen idrak edersiniz.
Bu güzelim mezar taşları ne yazık ki sürekli çalınmakta, yurt dışına çıkarılmakta, bilinçsiz ve sorumsuz kişilerce tahrip edilerek sayıları her geçen gün azalmaktadır. Bu taşların neden yok edildiklerini anlatmaya kalksak sayfalar yetmez ancak bu yurt dışına kaçırma işleminin artık durdurulması ve bunun bir ”devlet politikası“ olarak önüne geçilmesi lazım.
Bize göre yapılması gerekenler şunlardır:
1. İstanbul-Eyüp Sultan semtinden başlayarak, tüm ülkemizdeki tarih mezarlıklarımız hemen “sit alanları” olarak ilan edilmeli, gömü işlemleri durdurulmalı ve koruma altına alınmalıdır.
2. Yine İstanbul’dan başlayarak, ülkemizin tüm üniversitelerinin “ Fen-Edebiyat Fakülteleri Sanat Tarihi Bölümleri “ harekete geçirilmeli ve her ildeki üniversiteler mezarlıkları taramalı ve fotoğraflarını çekip tercüme edip bir “ …Mezar Taşı il Envanteri “ olarak yayınlamalıdır.
3. Envanterleri yapılan bu taşlar tescillenerek Ankara’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı “ Kültür ve Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak “ Osmanlı Mezar Taşları Türkiye Kataloğu Veri Tabanı “ adlı bir web portalında toplanmalıdır.
4. Tescil edilen katalogda tüm bilgileri ile yer alan bu mezar taşları sürekli takip edilmeli, kırılan, çalınan, kaçırılan tüm taşlar izlenmelidir.
5. Bu taşları çalıp, satan, yurt dışına çıkaran, ticaretini yapan tüm “ tarih ve millet hırsızlarına “ en ağır cezalar verilmeli ve teşhir edilmelidir. “
6. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan
“Koleksiyoner“ belgesi alanların belgeleri hemen acilen iptal edilmeli ve bu taşları koleksiyonlarında bulundurulanların ellerindeki taşlar hemen devlete iade edilmelidir.
Biz dernek olarak 3 yıldır bu taşlar ile ilgili çalışmalar yapmaktayız ancak vatandaşlarımız ve devletimiz maalesef ilgisiz ve yetersizdir. Osmanlı Mezar Taşları Türkiye Envanteri çok önemlidir. Envanterini yapın, yani bataklığı kurutun ve sonra çalınan taşları kutuplara satılsa bulup getirirsiniz. Bunu yapmaz iseniz, sadece sivrisineklerle mücadele eder ve güzelim taşlar 600-700 Pound sterlin gibi komik değerlerle alıcılar bulur ve çok değil 10-15 sene sonra batının en muhteşem müzelerinde özel kurşun geçirmez camların arkasında iç çekerek ve öfkelenerek seyredersiniz. Gelin vakit çok geç olmadan bu kanayan yarayı durduralım.
2013-08-22
Haber Arşivi
Turizm Haberleri
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)