Güncel

TÜRSAB ve TUREB arasındaki denetim çıkmazında son nokta..

TÜRSAB ve TUREB arasındaki denetim çıkmazında son nokta..

Kaçak acenta ve rehber denetimlerinde yaşanan sıkıntılar TÜRSAB ve TUREB’i karşı karşıya getirdi. TÜRSAB’ın açıklamasına TUREB Başkanı Zeki Apalı nasıl yanıt verdi? Yazarımız Tolga F.Çakmak gündemi değerlendiyor..

TOLGA FAHRİ ÇAKMAK-turizmhaberleri.com/ İstanbul

GERÇEK GARABETLİK NEREDE?
TÜRSAB’ın Rehberlik Zihniyeti Üzerine …

11 Ekim tarihi itibariyle TÜRSAB resmi sitesi üzerinden bir açıklamayı yayınlayarak Tureb uygulamalarından duydukları rahatsızlıkları ve bu rahatsızlıkların sebeplerini pek te hoş sayılmayacak bir üslup ile açıkladı. TÜRSAB’ın açıklamasının tam metni şu şekilde oldu :

“www.gercekgündem.com.tr adresinde 10 Ekim 2013 tarihinde yayımlanan “rehberlerden suç duyurusu” başlıklı yazıda; Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ve Antalya Rehberler Odası (ARO) tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayımlanan bir genelge ile kaçak rehber ve acenta denetimlerinin engellendiği, meslek odalarının var olan denetim yetkisinin acentalara yönelik olan kısmının ellerinden alındığı ve uzun süredir uğraşmalarına rağmen sorunu çözemediklerine ilişkin ifadelere yer verilmiştir.

Söz konusu edilen kanun Rehberler Birliği ve Odalarına sadece ve sadece rehberleri ve onların belgelerinin geçerli olup olmadığının kontrolü yetkisini vermiştir. Ancak, Rehber Odaları kanunun kendilerine verdiği bu yetkileri aşarak Seyahat Acentalarını denetleme noktasına gelmişlerdir.

İşverenin iş verdiği kişilerce denetlenmesi garabetinin yanı sıra denetimlerde tur araçlarının önü yollarda jandarma veya polis eşliğinde kesilmiş, silahlı güvenlik görevlilerinin yarattığı günümüz dünyasında kabul edilemez bu görüntüler ülke imajını ciddi biçimde olumsuz etkilemiştir.

Diğer yandan yaz ortasında 40 derece sıcaklıkta yapılan denetimler nedeni ile seyahat Acentalarımız çok sayıda reklamasyona maruz kalmıştır.

Yaşanan bu sıkıntılar nedeni ile Birliğimizin başvurusu ve denetimleri düzene sokmak amacı ile yayınlanan genelge saydığımız olumsuzlukları bertaraf etmeye yönelik olup iddia edildiği gibi turist rehberlerinin denetimsiz kalmasını hedeflememektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
(http://www.tursab.org.tr/tr/tursabdan-haberler/genel-duyurular/rehber-denetimleriyle-ilgili-duyuru_9460.html)

Buna karşılık TUREB Başkanı Zeki Apalı, 12 Ekim akşamı şu açıklamayı yaptı :

Değerli Arkadaşlarım,
Basında ve internette çıkan haberler üzerine TÜRSAB’tan yapılan açıklama ile ilgili ve yaşanan son olaylar hakkında bir yazı yazma zorunluluğumuz oluştu.

1. Tarafımızca verilen beyanatlarda “turizmin temel öğeleri olarak sayılan kurumların işbirliği içerisinde olmaları herkesin menfaatinedir” vurgusu her daim yapılmaktadır. Ancak, kendilerini bütün unsurların üzerinde gören ve uzlaşmaya yanaşmayan taraf yine onlardır. Yapılan açıklamada kullanılan dil bunun apaçık ispatıdır.

2. Yapılan denetimler kaçak rehberliği önlemek için yapılmaktadır. Mevzuat gereği denetim yapılmadan 48 saat önce katılım istenmesi gerekirken rehber odalarımız ortalama 72 saat öncesinden hem TÜRSAB hem de İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerine yazılı talepte bulunmaktadırlar. Katılım sağlamayan veya sağlandığında yetkili personelinin tutanağa imza atmasını engelleyen yine kendileridir. Amaç, kendi temsilcilerinin imzalamadığı belgeyi yok hükmünde saydırmak, rehberlere tepeden bakmaya devam edebilmektir.

3. Denetimler, uygulamanın yapıldığı illerde sayın valilerin bilgisi ve tavsiyesi ile Trafik ve Jandarmanın rutin kontrollerinin yapılacağı yerlerde yapılmaktadır. Dolayısıyla eli silahlı askerler eşliğinde, sözüm ona turizmi baltalayacak veya engelleyecek şekilde yapılmamaktadır. Bu, kurallara uymayan ve uymamakta ısrar eden TÜRSAB üyesi birkaç acentanın yalanıdır ve gerçekmiş gibi her ortamda dile getirilerek kamuoyu rehberler aleyhine kışkırtılmaktadır. Güvenlik birimlerinin rutin kontrollerine eşlik edilmediği durumlarda ise kontroller ziyaret edilen yerlerde, rehbere grubuna gerekli anlatımları yaptıktan sonra 3 ila 5 dk sürecek bir kontrol için evrakları ile birlikte gelmesi istenerek gerçekleştirilmektedir. Lisanslı rehberlerin tamamına yakını da uygulamadan memnun olup teşekkür etmektedirler.

4. Şimdi gelelim asıl konuya… Rehberleri denetleme yetkisi olan rehber meslek kuruluşları nasıl oluyor da acentaları tespit edebiliyor? Herşeyden evvel denetlemeye çıkan ekipler kamu yararına, kanun ve nizamın uygulanmasına katkıda bulunmak üzere görev yaparlar; bu bir nevi kamu hizmetidir. Denetim esnasında TÜRSAB plakalı, anlı şanlı acentaların lisanslı rehber bulundurmadıklarına şahit olduklarında bunu görmezden gelmeleri başlı başına suç teşkil eder. Tespitlerini Bakanlıkça yayımlanan tutanak üzerine yazar ve ilgili makamlara bildirerek gereğinin yapılmasını arz ederler. Eğer bu uygulamada bir yanlışlık olduğu düşünülüyor ise neden temsilci göndermiyorlar acaba?

Ayrıca, güneydeki büyük çaplı birçok acenta yetkilisi de kendi Birliklerince denetim yapılmamasının işini doğru yapan acentalar için haksız rekabet oluşturduğunu ve bunun önüne geçilemediğini söylerken biz de “Acaba kendilerince denetim yapılmadığı gibi yapılanlara da katılım sağlamayan TÜRSAB bundan ne gibi bir beklenti içindedir?” diye sormak isteriz.

5. YİGM tarafından yayımlanan genelgede ne yasada ne yönetmelikte ne de denetim usûl ve esaslarında yer almayan “…denetimlerde mutlaka TÜRSAB’dan temsilci alınması, aksi halde tutanağın geçersiz sayılacağı…” anlamındaki genelge gerekçe gösterilerek mülkî idare amirlerin vereceği cezalar verilmemiştir. Halbuki bu genelge yayımlanana dek birçok belge işleme alınarak ceza-i yaptırımlar başlamıştı.

Bu genelgenin yasaya aykırılığı ortada iken bu şekilde denetimlere çeki düzen verildi denilmesi hukukun değil hukuksuzluğun, işini düzgün yapanın değil yapmayanın yanında yer almak anlamına gelir. Sayın TÜRSAB yönetimini bu konudaki düşüncelerini gözden geçirmeye davet ediyorum. Bu şekilde ülke turizmimiz bir yere varamaz.

Açıkça rehberlerin aleyhine ve hiçbir yasal dayanağı olmayan genelgeye TUREB olarak elbette karşı çıktık. Ben ve YK üyesi Arkadaşlarım ile sayısız defa Bakanlığımıza gidip yanlıştan dönülmesi çağrısı yaptım. Böyle bir genelge vekaleten bir makama bakan bir genel müdürün imzasıyla gönderildiği için düzeltilmesi de yine aynı şekilde olmalıydı. Şu tarih ve sayılı genelgenin şu paragrafı şöyle değiştirilmiştir diyerek. Ancak, bunun olmaması için önce hukuk kurulu görüşü, sonra da Sayın Bakanımızın görüşü beklenecek diye sürekli oyalandık. Daha çiçeği burnunda bir TUREB yönetimi olarak kimseyle sürtüşmek hele hele Bakanlığımızla karşı karşıya gelmeyi hiç istemememize rağmen, yazılı başvurularımıza da cevap alamayınca önce Sayın Başbakanımızı durumdan haberdar ettik, daha sonra da yasal yollara başvurduk.

6. TUREB olarak ülkemizin turizm alanında sağlam temeller üzerinde hızla yükselmesini sağlayacak temel taşlar; Rehberler, Seyahat Acentaları, Otelciler ve Bürokrasi’dir. Hepsinin bir diğerini yok saymadan bir bütünün parçaları gibi görmesi ve hak, hukuk ve adalet içinde bir yapılanmanın gerekliliğinin farkına varmalarını temenni ediyorum.

Tüm rehberlere ve kamuoyuna saygılarımla,
A. Zeki APALI
TUREB Başkanı
—————————————————————————————————-

Sanıyorum ki TUREB Başkanı Zeki Apalı olması gerektiği şekilde yasal dayanaklar ile sıkıntılı konuları cevaplamış. Adeta kaçak rehberlik için acentalara vize çıkartan yazının başka türlü bir yorumu olamazdı herhalde. Ama benim sadece değinmek istediğim bir kelime var ki o da GARABET. Kelimenin garabetliğini geçtim, kullanıldığı yer canımı acıttı şahsen. Türsab diyor ki : “İşverenin iş verdiği kişilerce denetlenmesi garabetinin”

Gerek seyahat acentaları gerek oteller veya turizmin herhangi bir iş kolu hususunda yıllardır özellikle akademik birimlerde iş gücü sömürüsünün ne derece üst boyutta olduğu anlatılıp durulur. Sezonluk iş vakasından tutunda sendikalaşmanın çok güçsüz olması ve iş verenin çalışanı adeta sosyal haklarından mahrum bırakarak yoğun iş temposu altında ezmesi maalesef ki günümüzde hala oldukça önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmakta turizm sektöründe. Hem de öyle bir karşımıza çıkmakta ki ülkemizdeki en büyük çaplı turizm birliklerinden biri işçinin işverenini denetlemesini bir garabetlik olarak görmekte. Oysa yasal çerçeveler içerisinde bu en doğal hakkı değil midir? Bu mantıkla hareket edeceksek ülkedeki tüm sendikaları kapatalım bence. Öyle ya garabet bir durum çalışan kendi haklarının korunup korunmadığını dahi denetlememeli. Parasını alıyor ya; vücudu ve ruhunu da iş verene satmış oluyor çünkü!

Öte yandan TUREB’in acentaları denetlemediği bir gerçek. Denetlenen acentaların kokartlı rehberle çalışıp çalışmadığıdır. Ülkemize gelen veya kendi ülkesini gezen her turistin ise PROFESYONEL KOKARTLI BİR REHBER İLE TUR YAPMA hakkı vardır. Acentalar bunu sağlamak zorundadır. Ve elbette ki bu durum yasal sınırları çerçevesinde denetlenecektir. TÜRSAB keşke açıklaması ile beraber kendi çözümünü de sunsaydı !

Turizm nasıl sektör olarak pek çok bileşenden oluşuyorsa bu durum organizasyon yapıları içinde aynıdır. Birlikler arası koordinasyon olması mevcut Turizm plan ve politikalarının işlerliği açısından oldukça önemlidir. Ve birlikler kendi bireysel çıkarlarını düşünerek başka birliklerin yasal icraatlarına engel olmamalıdır.

Son olarak Rehberlere de illaki bir şeyler söylemek gerekiyor sanırım. Yıllardır süre gelen rehberler arası birlik ve bağlılığın olmamasının en kötü sonucu aslında bugünkü tablo. Siz bir birlik halinde kendi haklarınızı korumak yerine hala kaybedilen koltukların acısını birilerinden çıkartma derdine düşerseniz, düşmeye de devam ederseniz yani yapıcı olmak yerine içeriden yıkıcı olmayı seçerseniz sanırım rehberleri bundan çok daha vahim ithamlar bekleyecektir.
Saygılar.

 

2013-10-13
Haber Arşivi
Turizm Haberleri

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL