Isparta Sütçüler’deki baraj inşaatının Darıbükü köyünde yarattığı insanlık trajedisinin sembolü olan Ümmühan Nine’nin evine giden gazeteci Yusuf Yavuz;bölge halkının içler acısı durumunu ve gelişmeleri aktarıyor.
Yusuf Yavuz – turizmhaberleri.com
Birkaç gündür Isparta Sütçüler’deki baraj inşaatının Darıbükü köyünde neden olduğu insanlık trajedisiyle yatıp kalkıyoruz… Aslında birkaç gündür yaşananlar, 2012 yılından başlayan ve her geçen gün katlanarak artan hukuksuzlukların, haksızlıkların ve vicdansızlıkların doğal olmayan sonucu… Kısacası bugün yaşananlar, devletin, yetkililerin ve ilgili tüm kurumların gözleri önünde bağıra bağıra geldi…
USULSÜZLÜKLER 5 YIL ÖNCE BAŞLADI
İsterseniz önce Darıbükü köyünde neler oluyor sorusuna kısa bir yanıt vererek başlayalım. 2012 yılında bölgede inşaatına başlanan Kasımlar Barajı ve HES projesi, daha ilk ÇED toplantısından itibaren usulsüzlüklerin ve hukuksuzlukların odağı oldu. 22 Aralık 2011 tarihinde Kasımlar köyünde yapılacağı duyurulan ÇED toplantısına, baraj projesinin sularına gömülecek olan Darıbükü köyünden tek bir köylü bile katılmamış, ilgili firmanın yetkilileri de gelmemişti. Buna rağmen ‘köylüleri bilgilendirmeyi’ amaçlayan toplantı tutanağı ‘yapıldı’ diye hazırlanırken, usule ilişkin yapılan itirazların ardından ertelenmek zorunda kalmıştı…
HAKKINI ARAYAN ÜMMÜHAN NİNEYE ZORAKİ TAHLİYE BASKISI
Bütün bu usulsüzlüklerin üzerinde ve tüm ilgililerin gözleri önünde inşaatı tamamlanan barajda geçtiğimiz Mayıs ayında su tutma işlemi başladı. DSİ tarafından teslimi yapılan projenin sularına gömülmeye başlayan Darıbükü köyünde pek çok insan yasal hakları gasp edilerek evlerinden edildi. O köylülerden biri olan 75 yaşındaki Ümmühan Uysal, yalnız başına yaşadığı evinden henüz çıkmadı. Çünkü diğer 24 aile gibi kendisine de şirket tarafından önerilen 50 metrelik beton evlere gitmek istemiyordu. Bunun için Anayasal hakkı olan bir girişimde bulunarak kamulaştırma işlemlerini yürüten EPDK’ya karşı iptal davası açtı. Ancak baraj şirketi 5 yıldır yaşanan hukuksuzluklara bir yenisini daha ekledi ve yargı süreci devam ederken Ümmühan Nineden evini tahliye etmesini istedi. Bu arada baraj gölünde hızla yükselen sular Ümmühan Ninenin evinin kapısına kadar dayandı.
Bu açıklamayı okuduğumuzda, Antalya ve Isparta’dan bir grup hukukçu, sivil toplum örgütü temsilcisi ve yurttaşlarla birlikte Ümmühan Uysal’ın Darıbükü köyündeki evindeydik.
DSİ YETKİLERİ DE ÜMMÜHAN NİNENİN EVİNDEYDİ
Ümmühan Nine’ye destek olmak ve dayanışmak amacıyla gerçekleşen buluşmada, köylülerin yaşadıklarına da bir kez daha yakından tanıklık ettik. Ancak DSİ’nin açıklamasına gelmeden önce, olayın gündeme gelmesiyle birlikte ‘yasak savmak’ amacıyla Ümmühan Nine’yi ziyaret eden DSİ yetkililerinin tavrına ilişkin birkaç ayrıntıyı paylaşmak istiyorum. Çünkü bu ayrıntılar aslında bölgede en başından beri yaşananların özeti niteliğinde…
BİR KÖYÜN YOK OLMASI DEĞİL, ŞİRKETİN KAZANCI ÖNEMLİ
DSİ’ye göre projenin ekonomik büyüklüğü, dilediğince sosyal yara açmaya yeterli ölçüdeydi. Bir köyün haritadan silinmesi, onlarca insanın birer saman çöpü gibi oradan oraya savrulması önemli değildi. Önemli olan yalnızca bir şirketin kazancıydı…
Ümmühan Nineye çok da zaman ayırmaya niyetleri olmayan DSİ yetkileri, yaşlı kadının ne yaşadığını dinlemeden, baraj şirketinin şantiyesine doğru yola koyuldu. Tıpkı kamu otoritesinin genel görüşü gibi onların da yaşananları kavramaya ve insancıl bir çözüm üretmeye niyeti yoktu…
DSİ yetkililerinin bu ibretlik ziyaretinin ardından, yavaş yavaş sulara gömülmeye başlayan Darıbükü köyünü dolaşmaya çıktık. Ortalık adeta savaş meydanı gibi…
Evler yıkılmış, yollarda bir karış toz, sular kesik, elektrikler bir gelip bir gidiyor. Köyün sağlık ocağı sulara gömülüyor, okul, cami ve onlarca ev ve bahçeler sırada. Yol boyunca katledilmiş binlerce ağaç, kurşunlanmış ölüler gibi yatıyorlar. Kiraz, meşe, ceviz, çınar, çam…
DARIBÜKÜ’NDE TEK BİR İNEK, TEK BİR KEÇİ GÖREMEDİK
Köyün üstünde coğrafyayı parçalayarak inşa edilen yeni yolun tuzu insanların üzerine yağıyor. Tepedeki banka oturup yavaş yavaş sulara gömülen köylerini ve geçmişlerini izleyen birkaç yaşlı köylü aynı zamanda tozlu yoldan gelecek olan ekmek arabası ve bakkalın yolunu gözlüyor. Çünkü köyde üretim bitmiş. Bu ziyaretimde tek bir keçi, inek ve tavuk görmedim Darıbükü köyünde. Bir zamanlar her evde yüzlerce keçi, onlarca inek varmış.
BAKANLIK KÖYE DÖNENLERE KREDİ VERİYOR, KÖYDEKİLERİ YOK EDİYOR
Çoban Osman’ın anlattıklarını düşünürken Tarım Bakanlığı’nın gençleri özendirmek için köye dönenlere verdiği krediler, kampanyalar aklımıza geliyor. Hiçbir kredi, hiçbir minnet beklemeden kendi köyünde yüzlerce keçi yetiştirip yaşamını kazanabilenleri hayata küstürüp, bu işten hiç anlamayan insanlara onca kaynak ayırıp kamunun parasını akılsızca kullanan yetkililer gelip görmeli nelere yol açtıklarını…
Bu manzaraya yürek dayanmaz. Köylüler eskiden dillere destan lezzetiyle ünlü doğal alabalıkların dokusunun değiştiğini anlatıyor birbirilerine. Yıkım yaşamın her yanına sirayet etmiş durumda.
KÖYLÜNÜN ARAZİLERİ YOK PAHASINA ELİNDEN ALINMAK İSTENİYOR
Ertesi sabah Darıbükü Muhtarı Mehmet Avcu’yla karşılaşıyoruz. Su altında kalan köyün sağlık ocağının çatısında tahtaları söküyor. Köylülerin mağduriyetini gidermek için ne tür adımlar atıldığını soruyoruz muhtara. “Köprü için biz DSİ’ye dilekçe yazdık henüz bir yanıt gelmedi” diyor. Baraj şirketi köprüyü yapmak yerine köprünün maliyetinden daha az bir bedelle köylülerin arazilerini satın almak istiyormuş. DSİ ile baraj şirketi arasında bu formül hakkında görüşmeler yapıldığını anlatıyor muhtar.
Aslında bu tam anlamıyla yıkımın üstüne tüy dikmek anlamına geliyor. Köyün karşı yamacında yüzlerce, belki de binlerce dönüm arazi var. Köylülerin yüzlerce yıllık ekmek kapısı olan tarlalar, köprü bahanesiyle yok pahasına ellerinden alınmak isteniyor. Üstelik de devlet bu teklife çanak tutuyor. Akıl alır gibi değil. Baraj şirketi, proje için kamulaştırma kapsamına alınan arazilerin dışında vadinin batı ve güneybatı yakasındaki kirlenmemiş toprakları neden ele geçirmek istiyor¿ Maliyeti üç katlı bir apartman maliyetini geçmeyecek bir köprüyü yapmamak için binlerce dönüm araziyi yok pahasına köylünün elinden almak soykırım değil de nedir¿ Yüzlerce yıldır ata toprağında yaşayan köylüler adeta sürgün ediliyor.
TOZLU YOLDA İKİ DİRENİŞ HEYKELİ, İKİ YÜREK YARASI
Ümmühan Nine ile dayanışmak için gittiğimiz Darıbükü köyünden dönüşe geçiyoruz. Ümmühan Nine biraz hüzünlü. “Eee, sel gider kum kalır. Biz yine yalnız kalacağız” diyor. Ona yeniden geleceğimizi söyleyip ellerini öperek vedalaşıyoruz. Köyden çıkabilmek için kilometrelerce tozlu yolu geçip ana yola bağlanmak gerekiyor. Barajın ana gövdesinin bulunduğu bölgede yer alan, iki nehrin birleştiği noktada bulunan Suçatı artık kuruma aşamasında. Kartoz Çayı’nın sularını baraja aktardıkları için yatağı kurumuş. Köprüçay ise barajdan aşağıda can çekişiyor. Bunca yıkıma direnen vadide ölüm havası var sanki. Tozlu yolda gördüğümüz birkaç koyunun ardından çıkagelen köylü kadınlarla konuşuyoruz. Yoksulluğun bildiğimiz bütün biçimlerini düşünüyoruz ama gördüklerimizi tercüme etmeye yetmiyor. Birinin ayağında çorap yok. Eski giysilerden çorap yapmış kendine. Biri diğerine benzemeyen iki kara lastik, onlar da yırtık pırtık, tozlu yolda birer direniş heykeli gibi öylece gülümsüyorlar…
EY DSİ: HİÇ BİR DEVLET YALANLARIN ÜZERİNDE YÜKSELEMEZ
Darıbükü köyünde bütün bu yıkımın ve acıların ortasında elimize ulaşan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nce yapılan 11 Ekim 2016 tarihli basın duyurusunu noktasına virgülüne dokunmadan eklemek istedim. Bir ülke nasıl çökertilir görün diye. Çünkü hiçbir devlet, yalanların üzerinde yükselemez. Hiçbir devlet, vicdansızlığın, ahlaksızlığın ve hukuksuzluğun üzerinde uzun soluklu yaşayamaz…
İŞTE DSİ’NİN O AÇIKLAMASI:
“Son zamanlarda değişik basın ve sosyal medyada yer alan Sütçüler Kasımlar Barajı haberlerinden dolayı aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür. Yıllık 280 Milyon kWh enerji üretimi gerçekleştirecek olan Kasımlar Barajı ve HES projesinin DSİ tarafından kabulü yapılmış ve 11.05.2016 tarihi itibarı ile barajda su tutma programı başlamış olup, haberden de anlaşılacağı su altında kalacak 86 konuttan 62 tanesi karşılıklı anlaşma yolu ile kamulaştırılmış bedelleri aynı tarihte ödenmiştir. Geriye kalan 24 hane sahibi konut yapılması talebinde bulunmuştur. Bir vatandaşımız dışında kamulaştırma işlemlerinde başarı yakalanmıştır.
Ümmühan UYSAL, adına yapılan evi teslim almaması üzerine Mayıs 2016 tarihinde acele kamulaştırma kararı alınıp Sütçüler Asliye Hukuk mahkemesine başvurulmuştur. Proje konusu faaliyetin planlamasında; yerel halkın mağdur olmaması için gerekli olan tüm önlemler alınmıştır. Yapılan konutların her türlü alt yapısı elektrik, su, kanalizasyon ulaşım yolları yapılmış olup, bundan sonra da gerekli hassasiyet gösterilecektir. Proje kapsamında; Darıbükü Köyü’ne ait yerleşim birimlerinin sular altında kalması söz konusu olacaktır. Bu durumda, yerleşimleri baraj gölü altında kalacak yöre halkının evleri için acele kamulaştırma kararı alınması zorunluluk olup; bu yapılmadığı takdirde yerleşim yerlerinin sular altında kalması gibi bir durum ortaya çıkacaktır Yapılan konutlar yerel dokuya uyumlu 50 m2 alan üzerine oturulan iki kattan ibaret olup alt kat 50 m2 taş duvar olarak örülmüş üst kat 50 m2 alana sahip 2 oda, salon, mutfak ve banyosu mevcuttur.
Hukuki işlemler tamamlanmış olup bir eksiklik bulunmamaktadır. Köylü mağdur edilmemiş, Kamulaştırma bedelleri 12 000- 36 000 TL arasında olmasına rağmen 100 000 TL değerinde konutlara sahip olmuşlardır. Bu güne kadar inşaat sahasında şirket tarafından 6 bin adet ağaç dikilmiş olup, Orman İşletme Müdürlüğü ile varılan mutabakat neticesinde önümüzdeki günlerde 10 bin adet ağaç dikilecektir. Baraj gölü sebebiyle su altında kalacak olan yolların rölakasyonu yapılmıştır. Ayrıca projenin planlama aşamasından itibaren yakın köylerde yaşayan halk, projeden ve yapılacak çalışmalardan haberdar edilmiş, Antalya ve Isparta illerinde halkın katılımı ile bilgilendirme toplantıları gerçekleştirilmiş, burada yapılacak kamulaştırma çalışmaları hakkında halkımız bilgilendirilmiştir. Sizin ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi maksadıyla bilgilerinize sunarız.”
2016-10-15
Haber Arşivi
Turizm Haberleri
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)