Seyahat Acentaları Yönetmeliğindeki değişikliği değerlendiren TURGÖN Platformu Kurucu Başkanı Aydın Yaylacıklılar; “bugüne kadar herhangi bir destek paketi ve teşvikten faydalanamayan seyahat acentaları için yeni yönetmelikte home ofis konusu eksik kalmıştır.”dedi. Bakanla görüşmeyen bir Birlik Başkanı sektöre çözüm üretemez uyarısında bulunan Aydın Yaylacıklılar ile sektörün sorunlarını ve yönetmelik değişikliğini konuştuk.
NİLGÜN ATAR-ÖZEL HABER
Pandemi sürecinde ofislerinin kapılarını açamayan Seyahat acenteleri ekonomik destek beklentisi içinde seslerini duyurmaya çalışıyor ancak 2020 yılı içinde bu beklenti ne yazık ki karşılık bulamadı. Seyahat Acentaları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 14 Ocak 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesini değerlendirdiğimiz TURGÖN Platformu Kurucu Başkanı Aydın Yaylacıklılar ile home ofis uygulamasını, TÜRSAB aidatları, Acenta şubelerinin ayrıca belge devri konusunu ve uzun süredir gündemde olan Bakan Ersoy ile Türsab Başkanı Bağlıkaya arasındaki küslüğün sektöre yansımalarını konuştuk
İşte 18 yıldır kesintisiz turizm sektörünün nabzını tutan TURGÖN Platformu kurucusu Aydın Yaylacıklar’dan sektöre ve yetkililere ışık tutan, yol gösteren açıklamalar:
SEKTÖR HOME OFİS UYGULAMASINI BEKLİYOR
Yeni yönetmeliği “home ofis” açısından değerlendirir misiniz?
Home ofis konusunda yönetmeliğin eksik kaldığını düşünüyorum. Zira Seyahat Acentelerine “ofislerinizi açmayabilirsiniz, Biz bakanlık olarak 31 Mart 2021 e kadar denetleyemeyeceğiz” diyorlar fakat böylece bugüne kadar herhangi bir teşvik ve destek paketi verilmemiş olan Seyahat Acentelerinin ceplerindeki son paralarını da kaybetmesine sebep oluyorlar. Bu insanlar hiç gitmedikleri, kullanmadıkları ofisler için kira aidatı ve stopaj ödemek zorunda bırakılıyorlar. Halbuki bunun yerine son yönetmelikte “home ofis” diye yanlış tabir edilen uygulamanın 31 Mart’a kadar uzatıldığını açıklamak yerine, “31 Mart’a kadar dileyen Seyahat acentesi şirketini ev veya benzeri bir adrese taşıyarak dondurabilir” diyebilirlerdi.
İkinci alternatif ise aynı adreste birden fazla acentenin hizmet vermesine müsaade edebilirlerdi. Bu iki alternatifte de bugüne kadar fiilen teşvik veya destek alamamış olan seyahat acentelerinin en azından ceplerinden para çıkmasının önüne geçebilirlerdi.
AİDATLAR CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ YA DA YASA İLE DEĞİŞİR
TÜRSAB aidatlarının yüksekliği de pandemi sürecinde seyahat acentelerinin belini büküyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Seyahat acentalarının ödediği aidatların yasa ile belirlenmiş olması sebebiyle yönetmelikle düzenlenemiyor ancak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 2021 aidatlarında düzenleme yapılabilir. Ancak burada şunu da gözetmek lazım; 2021 aidatları için 31 Aralık 2021 tarihine kadar zaten vaktimiz var. Eğer pandemi nedeniyle seyahat acentelerinin durumu Mart Nisan Mayıs aylarında düzelmez ise o zaman 2021 yılı aidatlarının alınmaması için yine yeni bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkacaktır diye düşünüyorum. Yani şu an Seyahat Acentelerinin 2021 aidatını hemen ödemesine gerek yok. En azından aidatları 2021 yılı içinde geç tarihlerde ödeyerek kendimize karşı bir korumacılık yapabiliriz.
Aidatların yeniden belirlenmesinde eğer Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ya da yasa ile bir değişiklik yapılacaksa bunun sivil toplum örgütlerinde olduğu şekilde uygulanması taraftarıyız. Sivil toplum örgütlerinde yıllık üyelik aidatı giriş aidatının yüzde 1’i oranındadır. Olması gereken yıllık aidat oranı da budur.
EKONOMİK DESTEK İÇİN CİDDİ ADIMLAR BEKLİYORUZ
Bunun dışında yine herhangi bir şekilde reel destek ya da teşvik verilmemiş seyahat acentelerinin ceplerinden para çıkmasını önleyici tedbirler alınmalıdır. Bu konuda ciddi adımlar atılmasını bekliyoruz. Zaten kredi ya da bir destek vermemişsiniz, acentenin ödediği vergiler vb giderler için herhangi bir öteleme yapmamışsınız; o zaman acenteler cebindeki paranın çıkmasına sebep olacak hareketler yapmasınlar, bunu istiyoruz.
ACENTE ŞUBELERİNİN AYRICA DEVRİ KONUSU…
Bir de acente şubelerinin belge devri konusu var. Ana acentada olduğu gibi şube acenteleri belgelerinin de ayrı ayrı devredilmesine yönelik bir beklenti var. Bu konudaki görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Bu durumun şubesi olmayan acenteler için hakkaniyetli olacağını düşünmüyorum. Yani birden fazla şubesi olan birçok acenta olduğunu biliyorum. Hatta 56 şubesi olan seyahat acenteleri de biliyorum. Bu acentelerin şubelerini bir acentaymış gibi devretmeleri şubesi olmayan meslektaşlara karşı çok hakkaniyetli olmaz. Bu durumda olan meslektaşlarımız varsa, faal olmayan şubelerin diğer bir Seyahat Acentesine “şube” olarak devrinin yapılabilmesine imkan sağlanabilir. Yani sizin bir Seyahat Acentesi şubeniz var ve benim seyahat acenteme bu şubeyi devredebilirsiniz. Bunun olabilirliği daha mantıklı… Ancak eldeki şubenin ayrı bir Seyahat Acentesi gibi sayılıp yeni bir belge devri şeklinde uygulanması çok hakkaniyetli olmayacaktır.
Ayrıca şube yönetmeliğinin değişmesi ve aidatlarının yeniden düzenlenmesi gereklidir. Şube kuruluş bedeli yeni acente kuruluş bedeli ile aynı yapılmıştı. Bu da doğru bir uygulama değildir. Firuz Bağlıkaya ve yönetiminin talep ettiği bir yönetmelikle uygulanan bu durum yanlıştır.
BİRLİK PARA KAZANSIN MANTIĞI İLE BUGÜNLERE GELİNDİ..
Peki bu duruma nasıl gelindi?
Bu noktaya gelinmesine sebep olan konu şuydu: Eskiden şubeler bağlı bulundukları bölge temsil kurullarında oy kullanabilirlerdi. Burada da bulundukları bölgede birden fazla şubesi olan seyahat acenteleri bölgesel temsil kurullarında daha fazla söz ve hak sahibi olurlardı. Bunun önüne geçmek için şube kuruluş aidatları yeni bir acente kuruluş aidatı seviyesine çıkartıldı…
Böyle bir yanlış çözüm bulmak yerine, şubelerin bağlı bulundukları bölgesel temsil kurullarında oy kullanmalarının önüne geçilseydi çok daha mantıklı olurdu. Yani Birlik para kazanacak diye şube kuruluşunu yine acenta kuruluşu fiyatına çıkarmanın bir mantığı yoktu.
Alınan bir yanlış kararları doğrusu ile değiştirmek özellikle bu dönemde çok daha zor.
BAKANLA GÖRÜŞMEYEN BİR BİRLİK BAŞKANI ÇÖZÜM ÜRETEMEZ
Son sorum: Kültür ve Turizm Bakanı Bakanı Ersoy ile TÜRSAB başkanı Firuz Bağlıkaya arasındaki küslük ve Bağlıkaya’nın pandemide üyelerine karşı duruşu, basına yansıyan son açıklamaları sektörün içinde bulunduğu zor durumu nasıl etkiliyor.?
Bakan Ersoy ile Firuz Bağlıkaya arasında bir sorun varsa bu sorunu istedikleri kadar devam ettirebilirler. Ancak Bakanlığa bağlı yasayla kurulmuş bir birliğin seçilmiş yöneticisi kendi kişisel sebepleri yüzünden bakanlığa ve bakanına yani devletine küsemez. Seyahat acenteleri bu birlik başkanını kişisel meselelerine göre hareket etmesi için seçmedi. Birliğin ve birlik üyelerinin menfaati adına hareket etmesi için seçti. Ancak seçilen Birlik başkanı bilinen tüm etik kurallar dışında hareket ederek kişisel konularını ve kibrini hep ön planda tuttu.
Birlik başkanının yapması gereken bu mesleğin ve mesleği yapanların sorunlarını bağlı olduğu bakanlığa küsmeden, kırılmadan, kişisel konuları, egoları ve kibirleri bir yana bırakarak iletmek ve çözüm talep etmektir. Ancak bakanla görüşmeyen bir birlik yönetiminin bunu sağlaması mümkün değildir. Yönetim kurulu üyelerinin, BTK başkanları ve üyelerinin bu konuda Birlik başkanına karşı yaptırımda bulunmaları gerekmektedir. Aksi takdirde bu iki yöneticiden birisi bu görevden ayrılmadığı sürece seyahat acenteleri sorun yaşamaya devam edecektir. Statü ve devlet hiyerarşisine bakarak bu etik ve kamillere uymayanın birlik başkanı olduğu da açıktır. Beklentimiz Birlik başkanının bir an önce yaptığı göreve layık olması, bakan ve bakanlıkla doğrudan görüşmeye başlaması, mesleği meslektaşı için çalışmasıdır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)