SÜRDÜRÜLEBİLİR GASTRONOMİK TURİZM
Turizm, destinasyonların sürdürülebilir kalkınmasını sağlama sürecinde, sosyo-ekonomik refahın artırılmasında yüksek etkiye sahiptir ve bu özelliğiyle turizm sürdürülebilir ekonomik büyümenin itici gücü konumundadır.
UNWTO’nun verilerine göre son on yılda sürekli büyüyen turizm, yaklaşık 10 işten birini yaratmakta ve dünya GSYİH’sının %10,2’sini oluşturmaktadır. Bu gelişim içinde turistlerin farklı deneyim zenginliği yaşama isteğini karşılamada ve destinasyonların rekabette farklılaşmayı sağlamada önemli role sahip olan gastronominin, turizm ile kesişmesi turizmin sürdürülebilir gelişiminin sağlanmasında destinasyonlara önemli fırsatlar sunmuştur ve sunmaya devam etmektedir.
Gastronominin ve turizmin kesişmesi ile ortaya çıkan turizm bölümü literatürde ve uygulamada, mutfak turizmi, gıda turizmi veya gastronomi turizmi olmak üzere farklı tanımlamalar ve bu tanımlamalara bağlı organizasyonlar ile yer almaktadır. Ancak özellikle ifade etmeliyim ki, “gastronomik turizm”, bir restoranın, mutfağın ve yemeğin çok ötesinde yaşamdan doğaya, tarihi mirasa ve kültüre kadar geniş bir kapsama alanına sahiptir. Gastronomik kavramı ve dolayısıyla “gastronomik turizm” bu geniş kapsama alanını içine alan bir kavramdır ve sürdürülebilirlikte yine bu kavramın kapsamına göre değerlendirilmelidir. Bu nedenle gastronomik turizm, sürdürülebilirlik kapsamında ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde destinasyonun, gastronomik mirası, kültürü, yerel ürünleri ve üretimi, özgünlüğü, gelenekleri, ritüelleri ve mutfak teknikleri ile ilgili tüm özellikleri ve değerleri “sürdürülebilir gastronomik turizmin” bir parçası olarak kabul etmektedir.
Destinasyonlar ve Gastronomik Turizm
Gastronomik turizme olan talebin artması, destinasyon yönetimleri için gastronomik turizmi, destinasyonda turizmin sosyo-ekonomik gelişimini sağlamada önemli bir turizm segmenti haline getirmiştir. Günümüzde turizmin en dinamik ve yaratıcı bölümlerinden biri olarak değerlendirilen “gastronomik turizm”, ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde sürdürülebilir kalkınmanın gelişiminde yüksek etkisi olan turizmin çeşitlendirilmesinin bir unsuru olarak konumlanmıştır.
Bu konumlandırma kapsamında sürdürülebilirlik açısından önemli olan konulardan bir tanesi, destinasyonda sosyo-ekonomik gelişiminin sağlanması ile destinasyonun gastronomik kültür ve mirasının korunması arasında sürdürülebilir bir dengenin sağlanmasıdır. Çünkü ülkemizde de örnekleri sıklıkla görülebilen, zincir restoranlarda olduğu gibi standartlaştırılmış, fabrikasyon bir hizmet sunumuna dönüşümün olması, zaman içinde destinasyonun gerçek gastronomik kültür kimliğinin ve cazibesinin kaybolmasına neden olacaktır.
Dolayısıyla “sürdürülebilir gastronomik turizm” için, üretimden deneyime kadar, gastronomik turizmin değer zincirinin tüm aşamalarında, değer zincirini oluşturun paydaşların katılımı ve işbirliği ile destinasyonun gastronomik kültürünü, değerlerini ve ürünlerini vurgulayan ve koruyan bir özgünlüğün sağlanması gerekmektedir. Ancak bu şekilde destinasyon için sürdürülebilir cazibe yaratacak bir gastronomik deneyim sunulabilir.
Son olarak özellikle belirtmeliyim ki, her ortamda ifade ettiğim gibi buradaki en önemli sorumluluk destinasyon yönetimlerindedir. Destinasyon yönetimleri cazibe yaratacak “sürdürülebilir gastronomik turizm ve destinasyon” ürününün ortaya çıkabilmesi için, konunun ekonomik, sosyo-kültürel ve çevresel boyutlarının ve birbirleri arasındaki ilişkinin doğru bir şekilde analiz edilerek, oluşum sürecinin aşamalarının yine doğru bir şekilde tasarlanmasını ve otantik bir gastronomik deneyimin ortaya çıkmasını sağlayacak bir strateji oluşturmalıdır.
Bir destinasyonun “gastronomik destinasyon” olabilmesi ve “sürdürülebilir gastronomik turizm”, bu stratejinin oluşturulmasına ve oluşturulacak stratejinin tüm paydaşlar tarafından genel kabulüne bağlıdır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)